Zehra Doğan writes to Nedim Türfent - Day of the Imprisoned Writer 2019
Dear Nedim,
I’m writing you this letter from Paris. I’m sitting next to a little decorative pool. I’m exhibiting the paintings that I made during the period that I was hiding from the police. I just realised that I had many weird periods in my life. I just didn’t have the chance to paint in those cool workshops yet.
When I was imprisoned I was always describing to you the paintings that I made and you were sending me the poems that you wrote. When I recall those memories, I feel that they were good days despite also being the worst days. It’s because we turned that hell into heaven by sharing art.
Writing to you from lands far away makes me feel strange. We were writing long letters to each other. We were in the same conditions and our communication felt more real because of this. Now I find it hard to write a letter to you. It’s either because I can’t accept your captivity or because I can’t accept my defective freedom. I think I feel embarrassed because I’m not in the same condition with my imprisoned friends.
Since I left the prison, I’ve seen many countries. Wherever I went, I saw you. PEN members all over the world are telling your story, spreading your discourse. There are many people standing in solidarity with you. I saw your photograph last week on the door of a church in Berlin. They wrote “Freedom for Nedim” under it. I just smiled and had a good feeling. You can’t imagine in how many places I come across you. You don’t even let people have some private time with God in church!
Your book will soon be published and I painted the cover of it with great pride. With the book, your words will spread even more.
Now I’m outside but I’d like you to know that once humans experience prison, they can’t ever be free again. One part of me always feels in prison, it makes my heart ache. This feeling starts in the morning and it lasts all day. Unless everyone is free, no one will be free, I understand this better now. Because I have the scar of the prison’s barbed wire in my heart, it keeps this thought alive all the time and helps me struggle more.
Say hi to everyone and I’m hugging you with longing.
Zehra
Turkish
Sevgili Nedim.
Sana şuan Paris'te bir galeride minik tatli bir havuzun yanina oturmus yaziyorum. Cezaevinde ve polisten kactigim kacak gunlerimde yaptigim resimlerden olusan bir seergim var bu galeride. Ne çok tuhaf dönemlerim varmış benim. Söyle havali bir atolyeden cikma resimlerim olmadi henuz. Sana hep anlatirdim icerde yaptigim resimleri. Sende yazdigin siirleri yazardin bana. Donup bakiyirum da ne guzel gunlerdi diyorum ansizin oysa en berbet gunlerdi ama sanırım paylaşım içindeydik diye o cehennemi de güzele cevirmistik.
Sana uzak bir yerden yazmak bende çok farklı sorgulamalar ve ruh hali yaratıyor. Seninle içerde uzun uzun yazismalarımız olurdu. Ikimiz aynı konumda, aynı şartlardaydık ve sanırım bu yüzden daha samimi ve gerçekti yazişmalarımız. Şimdi bir türlü elim gitmiyor kağıda. Sanırım ya senin tursaklığını kabul etmek istemiyorum ya da benim bu yarim yamalak özgürlüğümü. Sanirim simdj içerdeki arkadaşlarımla eşit konumda olmamaktan utanıyorum.
Çıktığından beri birçok ülke gezdim. Nereye gitsem seni gördüm karşımda. Dünyanın her yerinde PEN üyeleri seni anlatıyor, senin söylemlerini taşıyorlar. Bir-çok insan seninle dayanışma içerisinde. Biliyormusun geçen hafta Berlin'de bir kilisenin kapısında sebin fotoğrafını gördüm. Altında Nedime özgürlük yazıyordu. Cok güldüm, ve aynı zamanda çok tatlı bir hisse kapıldım. Nekadar çok yerde karşıma çıkıyorsun tahmin et. Insanları tanrıyla bile başbaşa bırakmıyorsun o derece yani.
Yakında kitabın çıkıyor, onun kapak resmini büyük bir gururla yaptım. Bu kitapla söylemdin daha çok yayılacak.
Şimdi dışardayım, şunu bilmeni isterim, bir kez cezaevi gördü mü insan birdaha asla özgür olamıyor. Hep bir yanım içerde, hep bir yanım derin bir sızıntı veriyor kalbime. Sabah başlıyor bu kalp ağrısı bir türlü dinmek bilmiyor. Tüm insanlar özgür olmadıkça hiç kimse özgür almayacak bunu şimdi daha iyi anlıyorum ve kalbime batan bu cezaevinden kalma dikenli telin savcısıyla bu düşünceyi hep diri tutuyor ve bu sayede daha çok mücadele ediyorum.
Herkese çok selam, seni hasretle kucaklıyorum.
Zehra