Turkey: 27 groups call for the release of journalist Sedef Kabaş

Sedef Kabaş is a well-known journalist with TV broadcaster TELE1

Turkish version below

1 February: The International Press Institute and 26 undersigned human rights and journalists’ organizations call for the immediate release of journalist Sedef Kabaş following her late-night arrest on January 22 and for an end to the judicial harassment of independent media.

On January 22, Kabaş was detained during a midnight police raid in Istanbul following critical comments she made about Turkish President Erdoğan on a program aired on January 14 on TV broadcaster TELE1. In the programme, Kabaş quoted a Circassian proverb on air as follows: “An ox does not become a king as it ascends to a palace, but the palace becomes a barn.” Kabaş added, “There is a very famous proverb that says that a crowned head becomes wiser. But we see it is not true.” This remark was interpreted as an insult directed at Turkish president Recep Tayyip Erdoğan, and prosecutors opened an investigation shortly after Kabaş made the remarks. Article 299 of the Turkish Criminal Code makes it a crime to insult the president, and those found guilty of doing so face a prison sentence of between one and four years.

Following the programme, a number of governmental officials condemned Kabaş’s remarks on social media. Justice Minister Abdulhamit Gül said while Kabaş was being held for questioning that her words went “beyond the limit”, “stem from hatred”, and “shall find a response in front of justice”. Following Gül’s statement, Kabaş was arrested on a charge of “insulting the president”.

On January 26, Kabaş’s lawyer announced that their appeal against her arrest had been rejected by the criminal court. Kabaş’s lawyer also claimed that Minister Gül’s intervention had influenced the judiciary and thereby violated both the Constitution and the European Convention of Human Rights (ECHR) with regards to Article 6 on the right to a fair trial.

Last October, the European Court of Human Rights ruled that the offence of insulting the president under Turkish criminal law is incompatible with freedom of expression. The court also found no justification for the imposition of police custody or a criminal sanction in the case before the court, which involved an individual who posted critical content about Erdoğan on Facebook.

Prior to Kabaş’s arrest, Ebubekir Şahin, president of Turkey’s Radio and Television High Council (RTÜK), announced that RTÜK had initiated a probe into TELE1 regarding Kabaş’s remarks. On January 24, RTÜK issued a 5 percent revenue fine and a five-day programme broadcast ban against TELE1. After TELE1 journalist Uğur Dündar criticized RTÜK over the decision, the body issued another 3 percent revenue fine against the channel.

In addition, Alican Uludağ, a judicial reporter and Ankara chairperson of the Journalists Union of Turkey, received death threats on Twitter following his reports noting that the judge who ordered the arrest of Kabaş was the same judge who ordered the re-arrest of Osman Kavala in 2020.

Therefore we, the undersigned organizations, request:

  • The immediate release of Sedef Kabaş and of all other detained or arrested journalists

  • A full investigation into the death threats against Alican Uludağ, whose safety and protection must be guaranteed by the authorities

  • The withdrawal of RTÜK’s broadcast fines and bans against TELE1 and an end to the discriminatory issuing of punitive measures against independent broadcasters by RTÜK

Signatories:

International Press Institute (IPI), Association of European Journalists (AEJ), Articolo 21, Cartoonists Rights Network International (CRNI), Committee to Protect Journalists (CPJ), Danish PEN, English PEN, European Centre for Press and Media Freedom (ECPMF), European Federation of Journalists (EFJ), Freedom House, German PEN, Index on Censorship, International Federation of Journalists (IFJ), Osservatorio Balcani e Caucaso Transeuropa (OBCT), PEN America, PEN Centre of Bosnia-Herzegovina, PEN International, PEN Iraq, PEN Melbourne, PEN Norway, PEN Turkey, PEN Québec, Reporters Without Borders (RSF), San Miguel PEN, South East Europe Media Organisation (SEEMO), Swedish PEN, WAN-IFRA

***

27 uluslararası grup Türkiye’ye Sedef Kabaş’ı serbest bırakın çağrısı yaptı

Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI) ve aşağıda imzası bulunan 26 insan hakları ve gazetecilik örgütü 22 Ocak’ta tutuklanan gazeteci Sedef Kabaş’ın derhal serbest bırakılması ve bağımsız medyaya yargı tacizine son verilmesi için Türkiye’ye çağrı yaptı.

TELE 1’de 14 Ocak’ta yayımlanan programda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı eleştiren sözlerinin ardından Kabaş, 22 Ocak Cumartesi gece yarısı polis baskını ile İstanbul’daki evinden gözaltına alındı. Tutuklanmasına sebep olan televizyon programında Kabaş bir Çerkez atasözünden alıntı yaparak “Büyükbaş hayvan saraya girdiği zaman kral olmaz, o saray ahır olur” ifadelerini kullanmış ve eklemişti: “Çok meşhur bir söz vardır; taçlanan baş akıllanır diye, ama görüyoruz ki gerçek değil.” Kabaş’ın sözlerinin yetkililer tarafından Cumhurbaşkanına hakaret olarak algılanmasının ardından hakkında soruşturma açıldı. Cumhurbaşkanına hakaret suçunu düzenleyen Türk Ceza Kanunu’nun 299. maddesi, suçlu bulunması halinde sanık için bir yıldan dört yıla kadar hapis cezası öngörüyor.

Programın yayımlanmasının ardından pek çok siyasetçi ve hükümet yetkilisi Kabaş’ın ifadelerini kınadı. Tepki gösterenler arasında yer alan Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, Kabaş’ın ifade işlemleri sürerken, Kabaş’ın sözlerinin “haset ve nefretten doğan hadsiz ve hukuksuz ifadeler” olduğunu ve “adalet önünde hak ettiği karşılığı bulacağını” belirten bir açıklama yaptı. Gül’ün açıklamasının ardından aynı Kabaş “cumhurbaşkanına hakaret” suçlaması ile tutuklandı.

Kabaş’ın avukatı 26 Ocak’ta verdikleri tutukluluğa itiraz dilekçesinin mahkeme tarafından reddedildiğini açıkladı. Kabaş’ın avukatı ayrıca, Kabaş’ın sorgusu sırasında Gül’ün açıklamalarıyla yargıyı etkilemeye teşebbüs ettiğini öne sürerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 6. maddesince garanti altına alınan “adil yargılanma hakkının” ihlal edildiğini söyledi.

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Ekim 2021’de açıklanan Vedat Şorli kararı, Türk Ceza Kanunu’nda yer alan cumhurbaşkanına hakaret suçunun ifade özgürlüğü ile uyumsuz olduğunu belirtti. Yüksek mahkeme, ayrıca Facebook’ta Erdoğan hakkından eleştirel içerik paylaşan bir kişinin gözaltına alınmasının veya ona hapis ceza verilmesinin hukuki bir dayanağı olamayacağına kanaat getirdi.

Kabaş’ın tutuklanması öncesi, Radyo ve Televizyon Üst Kurulu (RTÜK) Başkanı Ebubekir Şahin Kabaş’ın sözleri nedeniyle TELE 1’e soruşturma başlatıldığını açıkladı. 24 Ocak’ta yapılan üst kurul toplantısında TELE 1’e yıllık reklam gelirinin %5’i oranında idari para cezası ve beş kez program durdurma cezası verildi. RTÜK’ü TELE 1’e yapılan soruşturma sebebiyle eleştiren gazeteci Uğur Dündar’ın eleştirileri sebebiyle de kanala %3 daha idari para cezası verildi.

Gazeteci Alican Uludağ ise, Kabaş’ın tutukluluk kararını veren hâkimin 2020’de Osman Kavala’nın tutukluluk kararını veren aynı hâkim olduğunu ortaya çıkararak haberleştirmesinin ardından Twitter’da ölüm tehditleri aldı.

Bu gelişmeler ışığında, aşağıda imzası bulunan kuruluşlar olarak;

  • Sedef Kabaş’ın ve tüm tutuklu gazetecilerin serbest bırakılmasını,

  • Alican Uludağ’ın aldığı ölüm tehditleri hakkında tam kapsamlı bir soruşturma yürütülmesini ve gazetecinin güvenliğinin ve korunmasının yetkililerce sağlanmasını,

  • RTÜK’ün TELE 1’e verdiği yayın yasağı ve para cezalarının geri çekilmesini ve kurumun bağımsız yayın kuruluşlarına yönelik taraflı ve ayrımcı tutumuna bir son vermesini talep ediyoruz.

For further details contact Aurélia Dondo at PEN International, Koops Mill, 162-164 Abbey Street, London, SE1 2AN, UK Tel: +44 (0) 20 7405 0338 Fax +44 (0) 20 7405 0339 e-mail: [email protected]

Previous
Previous

Myanmar: On the one-year anniversary of the coup, voices from Myanmar remain defiant in the face of tyranny

Next
Next

مصر: يجب إسقاط الأحكام ووقف المحاكمات الجائرة أمام محاكم الطوارئ